Ana Sayfa NOUVELLES BAŞKAN ŞENSOY: ORTADOĞU EKSENİN KAYDIĞI YER DEĞİL DENGE BULDUĞU YERDİR

BAŞKAN ŞENSOY: ORTADOĞU EKSENİN KAYDIĞI YER DEĞİL DENGE BULDUĞU YERDİR

Envoyer Imprimer PDF

TASAM ve Hatay Valiliği işbirliği ile gerçekleştirilen ’Irak’ gündemli Uluslararası Ortadoğu Kongresinin açılış konuşmalarını Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Türkiye Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, Mısır Ankara Büyükelçisi Abderahman Salaheldın, Arap Devletleri Birliği Misyonu’ndan Büyükelçi Mohamed El Fatah Nacırı ve İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Dr. Mostafa Dolatyar yaptı.

Türk-Asya Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, Irak gündemli Ortadoğu Kongresi’nin Hatay’da yapılıyor olmasının önemli olduğunun altını çizdi.

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy’un Uluslararası Ortadoğu Kongresi’nde yaptığı açış konuşması (tam metin) için TIKLAYINIZ.

Şensoy, "Bilindiği üzere Irak menfaat çatışmalarının merkezi konumundadır" sözleriyle başladığı konuşmasında Ortadoğu’nun dünyanın merkezi bir bölgesinde bulunduğunu ve bu bölgede en önemli olgunun ilişkilerin korunması olduğunu söyledi.


ORTADOĞU EKSENİN KAYDIĞI YER DEĞİL, DENGE BULDUĞU YERDİR
Ortadoğu “doğal kaynaklar için bir rekabet alanı, üç dinin merkezi ve çıkış noktasıdır” diyen Şensoy, aynı zamanda kutsal paradigmalarla çevrili olan bölgede şu anda ABD’nin Irak’ı işgal etmesinin de reel bir açıklamasının bulunmadığını kaydetti.
Türkiye’de son zamanlarda eksen kaymasından söz edildiğini hatırlatan Şensoy Öncelikleri doğru sıralanmış Türk dış politikasında Ortadoğu eksenin kaydığı yer değil, denge bulduğu yerdir. Irak’ın geleceği bizim geleceğimizdir. Bütün bölge ülkelerinin geleceğidir.

Ortadoğu’nun geleceği için şu tespitin altının çizilmesi gerekiyor; Irak’ın geleceğinin istikrarsızlaşması öncelikle Irak halkı olmak üzere bölgedeki bütün taraflar için önemli riskler içerirken,  istikrarı yine öncelikle Irak olmak üzere Ortadoğu ülkeleri için büyük fırsatları da beraberinde getirecektir. Bu durum ilkini Hatay’da yapacağımız Uluslararası Ortadoğu Kongresi’nde konunun “Irak” olması stratejisini de anlaşılır kılmaktadır. Irak konusunda önceliklerin belirlenmesi ve uzun vadeli politikaların oluşturulması sürecinin en önemli aşamalarından biri, Türkiye ve bölge ülkelerinin Irak’a hangi parametreler çerçevesinde yaklaşması gerektiğinin saptanmasıdır. Bunu takiben, Türkiye ve bölge ülkelerinin söz konusu parametrelerde karşı karşıya olduğu risklerin ve fırsatların karar alıcılara katkı amacı ile açıklıkla tartışılması, bu noktalarda nasıl bir siyaset izleneceğine dair açık bir uzlaşma sağlanması ve kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Aynı bağlamda bölgede bulunan ülkeler ve etkinlik gösteren aktörlerin sivil temsilcilerinin görüşlerinin dinlenmesi karşılıklı etkileşime ve Türkiye’nin güçlü inisiyatifine kamu diplomasisi yolu ile önemli bir kazanım sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.



HATAY; MEDENİYETLERİN MERKEZİ
Kongre’ye katılan Mısır Ankara Büyükelçisi Abderahman Salaheldın, Hatay’ın dinlerin, medeniyetlerin merkezi olduğunu söyledi.

Hatay’da Ortadoğunun tarihini gördüklerini söyleyen Büyükelçi Salaheldın, “Hatay’da Ortadoğu’nun tarihini görmekteyiz. Burada dinlerin, ırkların, barış içinde yaşadığını görüyoruz. Irak’ta Hatay’daki örnek barış, kardeşlik, hoşgörü ortamını hayata geçirmeli bununla beraber istikrarı ve barışı sağlamalıdır. Irak’a karşı uygulanan ekonomik ambargolar kaldırılmalı bunun için de dost ve kardeş temsilciler gerekli kararları almalı, örnek modeller ortaya koymalı ve siyasi akımları belirlemelidir” şeklinde konuştu.

Arap Devletleri Birliği Misyonu adına Büyükelçi Mohamed El Fatah Nacırı ise yaptığı konuşmada, Irak’ın Ortadoğu’da önemli bir bölgede bulunduğunu söyledi.

Irak’ta sağlanacak barış ile bölgede istikrarın sağlanacağının altını çizen Nacırı, “Karşılıklı aktivasyon önemli. Şu an bölgede hem politik kriz hem de demokrasi krizleri yaşanmaktadır. Arap Devletleri ligi bölgesel bir teşkilat, geçmişte yedi ülkenin bir araya gelmesi ile kurulan birlik bugün 22 Arap ülkesini kapsamaktadır” dedi.

NACIRI: IRAK HAK ETTİĞİ KONUMA YÜKSELTİLMELİDİR
Ulusal barışın tüm Arapları içine aldığını söyleyen Arap Devletleri Birliği Misyonu adına Büyükelçi Mohamed El Fatah Nacırı, “Irak hak ettiği konuma yükseltilmelidir. Bugün burada ulusal uzlaşı için kongre düzenlenmiş bulunmaktadır. Irak’ın istikrarı çok önemlidir. Bu anlamda Türkler ve Araplar arasında çok güçlü işbirliği mevcuttur” dedi.

IPIS’den Araştırma ve Eğitim Bakan Yardımcısı, İran adına Hatay’da gerçekleştirilen Uluslararası Ortadoğu Kongresi’ne katılan Dr. Mostafa Dolatyar Irak için en iyisini dilediklerini belirtti.

Konuşmasında güvenlik sorununa değinen Dolatyar, “Güvenlik Irak sınırları içinde sağlanmalıdır. Sosyal, kültürel, ekonomik gruplar bu sınırlar içerisinde yer bulmalı. Komşu ülkelerde bu gelişmeden yeterli payı almalılar” dedi.

Toplantıya ev sahipliği yapan Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz böylesine bir toplantıyı Hatay’da yapmanın özel bir önemi olduğunu belirtti.

Lekesiz, “Hatay tarımı, ticareti, demir çelik sektörü, sınır ili olması, farklı kültürlere sahip dil, din, etnik kökene, kültüre sahip bir şehir olması ile özel bir yere sahiptir. Bu anlamda böylesine özel ve güzel kente tüm konuklarımız hoş geldiniz” dedi.


VALİ LEKESİZ: TÜRKİYE ÖNEMLİ BÖLGESEL GÜÇ
Hatay’ın Mezopotamya’nın Asya ve Avrupa’ya hem kara ve hem de deniz yoluyla açılan jeostratejik önemdeki kapılarından birisi olduğunu aktaran Lekesiz şehrin Şattül Arap’tan Akdeniz’e kadar olan havzanın zenginliğinin geçiş yollarından biri olmakla kalmadığını bölgenin kültürünü de bünyesinde barındırdığını söyledi.

Türkiye ile Irak halkı arasında tarihi bağların bulunduğunu da aktaran Lekesiz, “Hem sınır komşumuz, hem de dost ve kardeş ülkeyle ilişkilerimizi önümüzdeki süreçte daha da arttıracağımıza inanıyorum. Irak şu an yeni bir süreçten geçiyor. Kültürel ve ticari anlamda yapılacak projeleri değerlendirerek ilişkilerimizi güçlendirebiliriz. Bundan hepimiz kazanacağız. Amacımız hem ülkemizin büyümesi hem de barış ve istikrar içerisinde Irak’ın gelişmesi ve kalkınmasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleri ile vize muafiyeti komşu ülkeler ile işbirliğini arttırdığını söyleyen Lekesiz, “2009 yılının 10 aylık sürecinde Suriye’ye yolcu giriş çıkışı 950 bin kişi, 2010 yılı yolcu giriş çıkışı 2 milyon 150 bin kişi olarak tespit edilmiştir. Bu anlamda Türkiye önemli bir bölgesel güçtür” diye konuştu.

Yapılan açılış konuşmalarının ardından Irak temalı kongredeki ilk oturumda “Bir Uluslar arası Güvenlik Sorunsalı Irak” konusu Hawai Üniversitesinden Prof. Dr. İbrahim Aoude, Londra Ekonomi Okulundan Prof Dr. Fawaz Gerges, Marmara Üniversitesinden Doç Dr. Gülden Ayman, Thomas More Enstitüsünden Dr. Jean-Sylvestre Mongrenıer ve ORSAM Başkanı Dr. Hasan Kanbolat tarafından tartışmaya açıldı. Bugün ve yarın devam edecek kongrede beş ayrı oturumda daha Irak teması işlenecek.

Kongrede TASAM Başkanı Süleyman Şensoy tarafından Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz’e ev sahipliği ve DOĞAKA Genel Sekreteri Erdoğan Serdengeçti’ye ise verdiği katkılardan ötürü anı plaketi verildi.

Detaylı bilgi için şu lütfen TIKLAYINIZ.

 

 

Duyurular

1. 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu 6-8 Mart 2015 tarihlerinde Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, Pakistan China Institute ve Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. İslam dünyasından geniş çaplı katılımla gerçekleştirilen 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nda; Forumu entelektüeller, düşünürler, kanat önderleri ve İslam dünyası düşünce kuruluşları için başlıca platform olarak kurumsallaştırmak üzere dönüm noktası teşkil edecek bir takım kararlar alınmıştır.

2. Forum; Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Memnun Hüseyin’e, Pakistan Başbakanı Dış İlişkiler ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Sayın Sartaj Aziz’e ve Pakistan Senatosu Başkanı Senatör Syed Nayyer Hussain Bokhari’ye, Forum’a hitap etmeyi yüksek nezaketleriyle kabul ettikleri ve bu küresel konferansın saygınlık ve prestijine büyük katkıları için minnettarlığını arz etmiştir.

3. Forum, ekonomik ve siyasi güç dengesinin, “musâdeme-i efkârın” (fikirler çarpışmasının) yoğun etkisi altında Batı’dan Doğu’ya kaydığı 21. asırda İslam Düşünce Kuruluşları Forumu’nun kültürler, ülkeler ve kıtalar arasındaki köprü rolünün önemli olduğuna ve dolayısıyla Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu olan adının Dünya İslam Forumu (World Islamic Forum - WIF) olarak değiştirilmesine karar vermiştir.

4. İslam Dünyası Forumu mevcut gerçeklikleri ve olguları göz önünde bulundurarak İslam’ı barış, uyum, denge, hoşgörü ve bir arada yaşama dini olarak takdim edecek ve tanıtacak bir İslam anlatısı geliştirilmesine de katkı sağlayacaktır.

5. İslam Dünyası Forumu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışında kalan ülkelere ve topluluklara ulaşım konusunda da adımlar atarak mevcut jeopolitik sahnedeki ortak platformlar üzerinde yeni ortaklıklar ve koalisyonlar kurulmasına katkı sağlayacaktır.

6. Forum katılımcıları ne şekilde olursa olsun ve nasıl tezahür ederse etsin aşırılığı ve terörizmi kınamakta, terörizmin herhangi bir din, kast, mezhep ya da ırkla ilişkilendirilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir. Terörizmle ve militanlıkla mücadele aslında; İslam’ın doğru mirasını ve özünü, Hazreti Peygamber’in (sav) öğrettiklerinde ve onun liderliğindeki faaliyetlerde ortaya konduğu şekliyle ihya çabasıdır.

7. Forum belli Batı ülkelerinde baş gösteren İslamofobiyi kınamakta ve bazı Avrupa ülkelerinin yasalarında yer alan anti-semitizm benzeri bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

8. Forum hangi dinden, cinsiyetten, kasttan, ırktan ya da mezhepten olursa olsun tüm kişilerin eşitliği ilkesine riayet edilmesi gerektiğini teyit etmekte; herhangi bir etnik gruba ya da topluluğa karşı ayrımcılık yapılmasını ya da nefret, taassup ve önyargı temelinde şiddete veya nefret söylemine maruz bırakılmasını insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirmektedir.

9. Forum; sorunların çözümü için herhangi bir şekilde tehdide ya da güç kullanımına başvurulmasını reddetmekte, uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın önceliğine riayet edilmesi gerektiğini dile getirmekte, tüm ülkelerin mevcut sınırlarının ve toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı ilkesini desteklemektedir.

10. Forum; Filistin, Keşmir, Kıbrıs ve Dağlık Karabağ gibi farklı bölgelerdeki uzun süreli uyuşmazlıkların çözümünde sürdürülebilir barış, istikrar ve güvenliği de desteklemektedir.

11. Forum; özellikle eğitim, enerji ve İslam dünyasının çok ihtiyaç duyduğu değişim ve reformların güvencesi konumundaki yetenekli kişilerin, hassaten gençler ve kadınlar arasındaki yeteneklerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak alt yapının ve mekanizmaların oluşturulmasında bölgesel ekonomik iş birliğinin teşvik edilmesi gerektiğine inanmaktadır.

12. Forum Müslüman rejimlerin ve liderlerin sivil toplumu harekete geçirmek ve temel hakların geliştirilmesinde fırsat eşitliği sunmak suretiyle elit tabaka ile sıradan insanlar arasında köprü oluşturmalarını ısrarla tavsiye etmektedir.

Dünya İslam Forumu’nu Müslüman entelektüellerin, kanaat önderlerinin ve düşünürlerin sesi olarak kurumsallaştırmak amacıyla Forum aşağıdaki kurumsal mekanizmaların hayata geçirilmesine karar vermiştir:

a) Forum faaliyetlerini koordine etmek; dünyanın farklı yerlerinden sivil toplum örgütleri, hükümet dışı örgütler ve düşünce kuruluşları ile birlikte kurumsal bir ses inşa etmek ve İslam Dünyası Forumu’nun gündemi ve faaliyetleri ile ilgili kararlar almak üzere beş kişilik bir daimi icra kurulunun oluşturulması;

b) İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu “Wise Persons Board of the Forum” (Forum Akil Kişiler Kurulu) adının “Eminent Persons Group (EPG) of the World Islamic Forum” (İslam Dünyası Forumu Akil Kişiler Grubu) olarak değiştirilmesi;

c) İslam Dünyası Forumu sekretaryasının TASAM ev sahipliğinde İstanbul’da bulunması, Asya bölgesel sekreterliğinin Pakistan-China Institute ev sahipliğinde İslamabad’da kurulması ve dünyanın diğer yerlerinde de bölgesel sekreterliklerin kurulması;

d) İslam Dünyası Forumu faaliyetleri çerçevesinde İngilizce, Türkçe, Arapça ve Fransızca dillerinde yayın yapan dinamik ve etkileşimli bir internet sitesinin bulunması; İslam ümmetinin karşı karşıya olduğu sorunlara dair araştırma raporları hazırlanması ve çalışmalar yapılması, İslam ümmetini ilgilendiren konferanslara katılım sağlanması;

e) Memnuniyet verici bir gelişme olarak kaydedilen İslam Dünyası “İstanbul Ödülleri”nin yıllık olarak verilmeye devam edilmesi;

f) İslam Dünyası Forumu’nca Eylül 2015’te Kuala Lumpur’da “Müslüman Kadınlar Zirvesi” düzenlenmesi;

g) İslam Dünyası Forumu’nun sonraki toplantısının 2016 yılında Tahran’da yapılması kararları alınmıştır.

Son olarak Forum katılımcıları; Forum’un İslamabad’daki ev sahiplerine, özellikle Pakistan China-Institute, Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, TASAM ve KAS’a, bu tarihi etkinlik ile “musademe-i efkar”dan barika-i hakikat’in (fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşinin) doğması amacıyla yaptıkları katkılardan ve İslam ve Müslümanlar hakkında bugün şiddetle muhtaç olduğumuz olumlu bir anlatı sunmalarından dolayı teşekkürlerini bildirmiştir.

6-8 Mart 2015, İslamabad

Deklarasyonu indirmek için tıklayın.

Detaylı bilgi için tıklayın.