Ana Sayfa NOUVELLES 2. İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu Deklarasyonu

2. İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu Deklarasyonu

Envoyer Imprimer PDF

1 - 2. İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu, 30-31 Mart 2011 tarihleri arasında İstanbul’da yapıcı ve samimi bir ortam içinde cereyan etmiştir.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) bünyesindeki İslam Ülkeleri Enstitüsü tarafından İslam Konferansı Teşkilatı (İKT)’nın katkısıyla düzenlenen Forum’da “Kamu Diplomasisi” ana teması üzerine odaklanılmıştır. Toplantı’ya, İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) üyesi yaklaşık 50 ülkeden düşünce kuruluşları, İslam Konferansı Teşkilatında gözlemci statüsündeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ve heyeti,  İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreterlik Heyeti, Gambiya Dışişleri Bakanı, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Bakanı, İKT üyesi ülkelerin diplomatik misyon temsilcileri, ayrıca ilgili uzmanlar ile Türkiye’den dokuz düşünce kuruluşu ve medya temsilcileri katılmışlardır.

Forum çalışmalarında İslam ülkelerinin “Kamu Diplomasisi” alanındaki genel durumları etraflıca irdelenmiştir. Bu çerçevede, “Teorik - Kavramsal Çerçeve ve Kamu Diplomasisinin Aktörleri”,  “Eğitim, Kültürel Etkinlikler ve Kamu Diplomasisi”,  “Dış Politika ve Kamu Diplomasisi”,  “Ekonomik Faaliyetler ve Kamu Diplomasisi”,  “İslam Ülkelerinde Sivil Toplum Hareketleri, Demokrasi ve Kriz Yönetimi” ve “Kamu Diplomasisi Perspektifinde İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Arasında İş Birliği ve Kurumsallaşma” konuları ele alınmıştır. Ayrıca, bu hususlarda İslam ülkeleri düşünce kuruluşları arasında iş birliği gerçekleştirilebilecek alanlara dair görüş teatisinde bulunulmuştur.

2 - Güç kavramı, bir dönüşüm sürecinden geçmekte ve yeniden tanımlanmaktadır. Teknolojinin gelişimi bu sürecin hızlanmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Yeni anlayışların ortaya çıktığı ve kuralların değiştiği sistemde, iç ve dış politikalar birbirini doğrudan etkilemekte, kararlar çeşitlenmektedir. Bu bağlamda mevcut tüm politikaların kamu diplomasisi ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Özellikle nitelikli insan kaynağı gücüne sahip ülkelerin, kontrol etme, tek taraflı bağımlılık oluşturma amaçlarının ardında “kamu diplomasisi” kavramı büyük önem arz etmektedir.

3 - Dünyada şekillenen çok boyutlu güç sistematiği ve bunun getireceği acımasız rekabetin odak noktasının nitelikli insan kaynağı olacağı yaşanan son gelişmelerle de teyit edilmiştir. İslam ülkelerinde yatırım bütçelerinin büyük bir bölümü nitelikli insan kaynağı gelişimine yönlendirilmelidir. Halkları kazanabilmek için temel hedef sadece devleti değil insan güvenliğini ve refah artışını savunmak olmalıdır. Düşünce kuruluşlarına atfedilen rol de, insani refah bağlamında yeniden değerlendirilmelidir.

4 -Kamu diplomasisinin gelişim sürecinde, düşünce ve karar alma mekanizmasının birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Teknolojik gelişmeler her türlü işlem ve uygulamaya zorunlu bir şeffaflık kazandırmıştır. Dolayısıyla alınan kararlar ve bunların uygulamaları içeride halklar tarafından, dışarıda ise uluslararası hukuk ve evrensel ilkeler bağlamında kabul edilebilir bir hazırlık içinde gerçekleştirilmek zorundadır. Bu ise entelektüel camia ile siyaset ve bürokrasi arasındaki etkileşimin azami düzeye çıkarılmasını, kamu diplomasisinin ana kurumlarından olan düşünce kuruluşları, üniversiteler ve STK’lar ile yönetim kademeleri arasındaki etkileşimin en üst düzeye taşınmasını gerektirmektedir. İç veya dış politikaların her ölçekte başarısı, kamu diplomasisi kurumlarının sürece vereceği katkı ile doğru orantılıdır.

5 -Kamu diplomasisi kurumlarının destekleriyle İslam fobisinin ortadan kaldırılması, medeniyetler arasındaki mevcut köprülerin sağlamlaşmasını mümkün kılacaktır. Bu amaçla İKT bünyesinde İslam fobisiyle mücadele amaçlı bir birim oluşturulması önerilmiştir. Kitle iletişim araçları yaygınlaşmakta, şeffaflık artmaktadır. Bu noktada İslam dünyasındaki medyanın önemine ve bu alanda üstlenilmesi gereken daha fazla rol olduğu hususuna vurgu yapılmıştır. Farklı medeniyet mensuplarının bir arada barış içerisinde yaşayabilmeleri için, kendi aralarındaki ve yönetimleri arasındaki iletişimin - etkileşimin en üst düzeye taşınması zorunludur. Bu ise kamu diplomasisinin etkin bir biçimde kullanılması ile mümkün olabilir.

6 -Kamu diplomasisi kurumları, referans değerlerden yola çıkarak hareket eder. Bürokrasi ise kendi mantığı ile sınırlandırılmıştır. Özgün stratejilerin geliştirilebilmesi kamu diplomasisi kurumlarının yetkinliğine bağlıdır. Aksi halde, bilgi ve iletişim çağında resmî diplomasi son derece yetersiz kalmaktadır. İslam ülkeleri arasındaki her türlü faaliyetin eşgüdümü için kamu diplomasisi kurumlarının uluslararası nitelik kazanması önemlidir. Adalet ve hoşgörü gibi geleneksel kavramların yeni döneme taşınması, gerilimlerin yumuşaması yine kamu diplomasisi kurumlarının güçlendirilmesine bağlıdır.

7-İKT’nin özellikle İslam ülkelerini yakından ilgilendiren bölgesel, küresel sorunlarda daha fazla inisiyatif alması gerektiği üzerinde ısrarla durulmuştur. KKTC’nin Kıbrıs Türklerinin ve Kosova’nın uluslararası alanda desteklenmesine ve tanıtılmasına yardımcı olunması önem kazanmaktadır. Özgün yaklaşımların geliştirilebilmesi, her alanda iş birliği ve eşgüdüm imkânı için teşkilat bünyesinde stratejik karar alma mekanizmasının güçlendirilmesi önerilmektedir. Bu bağlamda karar alma mekanizmalarını destekleyecek bağımsız araştırma birimleri oluşturulmalı, mevcut araştırma kurumları ve düşünce kuruluşları güçlendirilmelidir.

8 - İslam ülkeleri arasında Avrupa Birliğinin oluşturduğu “Erasmus” benzeri programlar hayata geçirilmeli, mevcut programlar güçlendirilmelidir. Diplomaların karşılıklı tanınmasını kolaylaştırmak için standartlar geliştirilmelidir. Öğrenci değişimi, “know-how” değişimi ve teknolojik değişim alanında iş birliği faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.

9 -2010 yılı Ocak ayında düzenlenen ilk Forum’da iş birliği ve koordinasyon amacıyla oluşturulan “İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Platformu”nun ve dört dilde yayıma başlayan internet portalı (www.isttp.org)’nın daha etkin hale getirilmesi ve yine birinci yıl deklarasyonunda yer alan “Akil Kişiler Kurulu”nun ivedilikle kurumsallaşması için ülkelerin aday bildirmesi ve akabinde takip edilecek süreçlerin sonuçlandırılması benimsenmiştir. Oluşacak “Akil Kişiler Kurulu”nun yıllık konferans dışında belli periyotlarla bir araya gelmesi, İKT ve üye ülkeler nezdinde çatışma çözümü başta olmak üzere misyonuna uygun çalışma ve girişimlerde bulunması benimsenmiştir.

10 -Yıllık konferansların misyonunu güçlendirerek sürdürmekle birlikte, Akil Kişiler Kurulu’nun öneri ve yönlendirmeleri ışığında atölye çalışmalarına, doğrudan uygulamaya dönük çalışmalara ve eylem planlarına ağırlık verilmesi önerilmiştir. Bu bağlamda İslam Kalkınma Bankası temsilcisinin öneri ve iş birliği teyidi ile “Ekonomik - İnsani Kalkınma” çalışma grubunun kurulması benimsenmiştir. Yine “Kamu Yönetiminde İnovasyon” çalışma grubunun kurulması ayrıca benimsenmiştir. Kurulacak iki çalışma grubunun kuruluş ve işleyiş sürecinin katılımcılık ilkesi temelinde mümkün olan ivedilikle sonuçlandırılması kararlaştırılmıştır.

11 - İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Platformu’na üye kuruluşların adaylığı sonucunda Forum’un; 3. yıllık toplantısının 1-2 Mart 2012 tarihlerinde SAM (Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi) ev sahipliğinde Azerbaycan - Bakü’de, 4. yıllık toplantısının ise 22-23 Şubat 2013 tarihlerinde IDSC (Information and Decision Support Center) ev sahipliğinde Mısır - Kahire’de (kurucu inisiyatifi ve İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Platformu’nun yönetimini üstlenen) TASAM’ın deneyimi - iş birliği ile yapılması kararlaştırılmıştır.

31 Mart 2011, İstanbul

Mis à jour ( Jeudi, 21 Avril 2011 12:17 )  

 

Duyurular

1. 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu 6-8 Mart 2015 tarihlerinde Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, Pakistan China Institute ve Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. İslam dünyasından geniş çaplı katılımla gerçekleştirilen 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nda; Forumu entelektüeller, düşünürler, kanat önderleri ve İslam dünyası düşünce kuruluşları için başlıca platform olarak kurumsallaştırmak üzere dönüm noktası teşkil edecek bir takım kararlar alınmıştır.

2. Forum; Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Memnun Hüseyin’e, Pakistan Başbakanı Dış İlişkiler ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Sayın Sartaj Aziz’e ve Pakistan Senatosu Başkanı Senatör Syed Nayyer Hussain Bokhari’ye, Forum’a hitap etmeyi yüksek nezaketleriyle kabul ettikleri ve bu küresel konferansın saygınlık ve prestijine büyük katkıları için minnettarlığını arz etmiştir.

3. Forum, ekonomik ve siyasi güç dengesinin, “musâdeme-i efkârın” (fikirler çarpışmasının) yoğun etkisi altında Batı’dan Doğu’ya kaydığı 21. asırda İslam Düşünce Kuruluşları Forumu’nun kültürler, ülkeler ve kıtalar arasındaki köprü rolünün önemli olduğuna ve dolayısıyla Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu olan adının Dünya İslam Forumu (World Islamic Forum - WIF) olarak değiştirilmesine karar vermiştir.

4. İslam Dünyası Forumu mevcut gerçeklikleri ve olguları göz önünde bulundurarak İslam’ı barış, uyum, denge, hoşgörü ve bir arada yaşama dini olarak takdim edecek ve tanıtacak bir İslam anlatısı geliştirilmesine de katkı sağlayacaktır.

5. İslam Dünyası Forumu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışında kalan ülkelere ve topluluklara ulaşım konusunda da adımlar atarak mevcut jeopolitik sahnedeki ortak platformlar üzerinde yeni ortaklıklar ve koalisyonlar kurulmasına katkı sağlayacaktır.

6. Forum katılımcıları ne şekilde olursa olsun ve nasıl tezahür ederse etsin aşırılığı ve terörizmi kınamakta, terörizmin herhangi bir din, kast, mezhep ya da ırkla ilişkilendirilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir. Terörizmle ve militanlıkla mücadele aslında; İslam’ın doğru mirasını ve özünü, Hazreti Peygamber’in (sav) öğrettiklerinde ve onun liderliğindeki faaliyetlerde ortaya konduğu şekliyle ihya çabasıdır.

7. Forum belli Batı ülkelerinde baş gösteren İslamofobiyi kınamakta ve bazı Avrupa ülkelerinin yasalarında yer alan anti-semitizm benzeri bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

8. Forum hangi dinden, cinsiyetten, kasttan, ırktan ya da mezhepten olursa olsun tüm kişilerin eşitliği ilkesine riayet edilmesi gerektiğini teyit etmekte; herhangi bir etnik gruba ya da topluluğa karşı ayrımcılık yapılmasını ya da nefret, taassup ve önyargı temelinde şiddete veya nefret söylemine maruz bırakılmasını insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirmektedir.

9. Forum; sorunların çözümü için herhangi bir şekilde tehdide ya da güç kullanımına başvurulmasını reddetmekte, uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın önceliğine riayet edilmesi gerektiğini dile getirmekte, tüm ülkelerin mevcut sınırlarının ve toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı ilkesini desteklemektedir.

10. Forum; Filistin, Keşmir, Kıbrıs ve Dağlık Karabağ gibi farklı bölgelerdeki uzun süreli uyuşmazlıkların çözümünde sürdürülebilir barış, istikrar ve güvenliği de desteklemektedir.

11. Forum; özellikle eğitim, enerji ve İslam dünyasının çok ihtiyaç duyduğu değişim ve reformların güvencesi konumundaki yetenekli kişilerin, hassaten gençler ve kadınlar arasındaki yeteneklerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak alt yapının ve mekanizmaların oluşturulmasında bölgesel ekonomik iş birliğinin teşvik edilmesi gerektiğine inanmaktadır.

12. Forum Müslüman rejimlerin ve liderlerin sivil toplumu harekete geçirmek ve temel hakların geliştirilmesinde fırsat eşitliği sunmak suretiyle elit tabaka ile sıradan insanlar arasında köprü oluşturmalarını ısrarla tavsiye etmektedir.

Dünya İslam Forumu’nu Müslüman entelektüellerin, kanaat önderlerinin ve düşünürlerin sesi olarak kurumsallaştırmak amacıyla Forum aşağıdaki kurumsal mekanizmaların hayata geçirilmesine karar vermiştir:

a) Forum faaliyetlerini koordine etmek; dünyanın farklı yerlerinden sivil toplum örgütleri, hükümet dışı örgütler ve düşünce kuruluşları ile birlikte kurumsal bir ses inşa etmek ve İslam Dünyası Forumu’nun gündemi ve faaliyetleri ile ilgili kararlar almak üzere beş kişilik bir daimi icra kurulunun oluşturulması;

b) İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu “Wise Persons Board of the Forum” (Forum Akil Kişiler Kurulu) adının “Eminent Persons Group (EPG) of the World Islamic Forum” (İslam Dünyası Forumu Akil Kişiler Grubu) olarak değiştirilmesi;

c) İslam Dünyası Forumu sekretaryasının TASAM ev sahipliğinde İstanbul’da bulunması, Asya bölgesel sekreterliğinin Pakistan-China Institute ev sahipliğinde İslamabad’da kurulması ve dünyanın diğer yerlerinde de bölgesel sekreterliklerin kurulması;

d) İslam Dünyası Forumu faaliyetleri çerçevesinde İngilizce, Türkçe, Arapça ve Fransızca dillerinde yayın yapan dinamik ve etkileşimli bir internet sitesinin bulunması; İslam ümmetinin karşı karşıya olduğu sorunlara dair araştırma raporları hazırlanması ve çalışmalar yapılması, İslam ümmetini ilgilendiren konferanslara katılım sağlanması;

e) Memnuniyet verici bir gelişme olarak kaydedilen İslam Dünyası “İstanbul Ödülleri”nin yıllık olarak verilmeye devam edilmesi;

f) İslam Dünyası Forumu’nca Eylül 2015’te Kuala Lumpur’da “Müslüman Kadınlar Zirvesi” düzenlenmesi;

g) İslam Dünyası Forumu’nun sonraki toplantısının 2016 yılında Tahran’da yapılması kararları alınmıştır.

Son olarak Forum katılımcıları; Forum’un İslamabad’daki ev sahiplerine, özellikle Pakistan China-Institute, Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, TASAM ve KAS’a, bu tarihi etkinlik ile “musademe-i efkar”dan barika-i hakikat’in (fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşinin) doğması amacıyla yaptıkları katkılardan ve İslam ve Müslümanlar hakkında bugün şiddetle muhtaç olduğumuz olumlu bir anlatı sunmalarından dolayı teşekkürlerini bildirmiştir.

6-8 Mart 2015, İslamabad

Deklarasyonu indirmek için tıklayın.

Detaylı bilgi için tıklayın.